Trail Verbier-St Bernard_Traversee Yarış Raporu

2016 yarış takvimimdeki bir diğer yurtdışı yarışı Trail Verbier-St Bernard _Traversee parkuru idi.Hırvatistanda yaşadığım sakatlıktan sonra yetersiz antrenmanla Tahtalı Run To Sky yarışına katılmış, kendimi sınamış ve  o günkü koşullarda iyi bir sonuç ile yarışı tamamlamıştım.Buradaki sonuçları değerlendirerek ve  1 ayım daha olduğunu da gözönüne alarak(hem sakat olan ayak bileğimin daha da iyicene toparlanması için vaktim olacaktı) İsviçre’de gerçekleşek olan Trail Verbier-St Bernard yarışına  katılmaya karar vermiştim.Haziran döneminde istediğim gibi yoğunlukta yeterli antrenman yapamamıştım,işyerinde çok yoğundum,temmuz ayında yıllık izne çıkıyordum bir taraftan da antrenmanlarıma devam etmeye çalışıyordum,fakat çok da istediğim gibi gitmiyordu.

Hem yoğun bir şekilde çalış hem de bir taraftan da düzenli antrenman yapmaya çalış çok zordu çok…artık olduğu kadar diyerek :- ) 07.07.16 da İsviçre yolunu tuttum.Türkiye’den bu yarışa katılan tek sporcu bendim :- ) Neden bu yarış diye sorgularsak da Alplerde koşmak istiyordum ve bu yarışın tarihi benim programıma uyuyordu.

07.07.2016

Yarışın fuar alanının ve kayıtların  olduğu yerde Le Chable köyünde klasik İsviçre Dağ Evinde yer ayırtmıştım,Le Chable ye ulaşmak cidden bayağı zahmetli oldu.İsviçre’ye ilk defa geliyordum ve her şey  çok pahalıydı,bu ülkede çok fazla kalınmamalı ve yarışı koşup hemen memlekete dönülmeliydi :- ) Tercih ettiğim dağ evinde manzara bir harikaydı zaten yolculuk boyunca dağlar ,ormanlar inanılmaz etkileniyorsunuz.

IMG_2512

Le Chable’ye ulaşmamız öğleden sonrayı bulmuştu.O gün köyde dolaşıp,dinlenme fırsatımda olmuştu.

08.07.2016

Alplerin eteklerinde dağ evinde uyanmak gerçekten şahane bir hisdi.Ertesi gün yarışım olduğundan bugunkü planda az da olsa antrenman yapmak,aklimatize olmam  gerekiyordu.Teleferikle çeşitli istasyonlarda inerek , Montfort Dağına(3330mt) kadar çıktık burada manzara enfesdi ve yükseldikçe kendimi daha iyi hissediyordum.

IMG_2589

IMG_2600

IMG_2715

Öğleden sonra Le Chable de fuar alanında yarış için zorunlu eşya kontrolünden sonra numaramı alıp,brifinge katıldım.Yarışta X-Alpine(110km),X-Direct(6km),The Traversee(61km),Liddes-Verbier(29km) gibi farklı kulvarlarda yarışacak toplam 2000 e yakın sporcu olduğu bilgisi verildi.Benim yarışacağım The Traversee parkurunda 800 civarında sporcuyla yarışacaktım.İşaretlemeler için ise kırmızı,beyaz flaglarin takip edilmesi gerektiği ayrıca bazı noktalarda  yeşil renkte gece yerde ışıldayan markların olduğu bilgisi verildi.Suunto Ambit saatime Traversee parkurunun gps datasını da yüklemiştim.

IMG_2985

IMG_2976

Yarışacağım The Traversee parkuru ise  mesafesi 61km olan,yükseklik kazanımı +4100,La Fouly’den başlayıp Verbier’de son bulan Alp dağlarında geçen bir yarış idi.Zemin tahmin edileceği üzere %80 sert ve kayalık idi.

Ekran Resmi 2016-07-12 18.21.40

Ekran Resmi 2016-07-12 18.21.51

09.07.2016 yarışa uyanmak

The Traversee yarışı saat 10.00 da La Fouly’den start alacaktı.Organizasyonun servis araçlarıyla La Fouly merkezine vardık.Yarış alanı çok kalabalıktı ağırlıklı olarak Fransa’dan katılım vardı.Ortamda tam bir festival havası vardı,atmosfer ve enerji çok etkileyici idi.

IMG_3046

IMG_3136

IMG_3134

Saat 10.00 da start verdik ve Alplerdeki uzun yolculuğum başlamıştı.

Yarıştaki ilk 6k nasıl anlatsam bilemiyorum;fakat kısaca söyle özetleyebilirim vucudumun kontrolü bende değildi.Heyecan,ortamdan büyülenme de diyebilirim şaşkın gibiydim sanki koşan ben değildim.Zaten 1k dan sonra hemen yükselişe başlamıştık,hava çok sıcaktı ve yükseliyorduk.İyicene vucudumun ısınması ve kendimi toparlamam 6k dan sonra gerçekleşti.Yükseldikçe kendimi iyi hissettim,vucudumdaki hakimiyeti tekrar ele almıştım.

Parkur çok teknikti ve yarıştığım sporcularda oldukça profesyonel.Koşan sporcuların çoğu antrenmanlarının çoğunluğunu bu tarz parkurlarda yaptıklarından yokuş çıkış ve inişlerde oldukça başarılı idiler.Türkiyede teknik parkurlarda antrenman yapma olanağı kısıtlı idi ve ayrıca  dağlarda antrenman yapmak için de açıkcası çok fazla zaman dilimine sahip değildim.Yokuş çıkışlarında yarışın başlarında kalabalıktan ötürü kuyruk oluyordu  ve beslenmek veya farklı bir sebepten ötürü durduğunuz anda  20kişi birden sizi geçiyordu :- ) Bu çok moral bozucu idi.Tahtalı Run To Sky yarışındaki gibi olips şekerlerim yine yanımdaydı,şeker,tadım gofret ile beslenerek yokuşları çıkıyordum.Güneş kremi sürsem iyi olurdu ki sürmemiştim :- ) yarışta bayağı yanarak bunun acısını çekecektim.

İlk checkpoint noktamız 11k da idi.11k ya kadar yanımda 1lt su vardı;fakat sıcak,yükseltinin fazla olması ve durmadan yokuş çıktığımızdan  9k ya geldiğimde suyum tükenmişti.Checkpointler arasında bu 1lt lik suyun yetersiz kalacağını anlamıştım.Checkpointlerde oldukca fazla su tüketip,1lt lik flesklerimi doldurup yoluma devam etmeliydim.

Yarışın basından sonuna kadar hiç durmadım(yere oturma,dinlenme tarzında) arada soluklanmak için batonlarıma 10 sn ye kadar dayanıp devam ediyordum bir de dostlara ortamı az da olsa  hissettirebilmek için fotoğraf çekmek için 10 sn lik molalarım oluyordu.

Parkurda yepyeşil patikalardan ,bir anda karlı dağların eteklerinde yükselirken kendinizi bulabiliyordunuz,güneş tam tepede ve yakıcıydı,görsellik ise enfesti.Alplerde koşacaksanız antrenmanlarınızı şunu da eklemelisiniz.Her %80 eğimle çıktığımız karlı dağ eteklerinin bir de inişi oluyordu :- ) İnişler için Uludağa gidin kışın ve elinizde sadece batonlar ile koşturarak inmeye çalışın,düşün tekrar kalkın böyle bir antrenman yapmamıştım;fakat yarışta bunu deneyimlemiş oldum :- ) Yarışda inişlerde ne kadar başarılıysan o kadar çok diğer sporcuları geçme şansın oluyordu.Karlı dağların eteklerinden kayarak düşe,kalka indim,ellerim soğuktan buz kesti,oldukça ıslandım;fakat inişden sonra hızımı kaybetmeden koşmaya devam ettim koştukça ısındım,büyük bir tecrübeydi.

IMG_3055

IMG_3057

IMG_3056

11k checkpoint noktasına geldiğimde 9k da suyum bittiğimden oldukça susamıştım.Hemen su içtim çikolata,portakal,limon,tuzlu kraker  ile beslenmeme devam ettim.Flesklerımı gönüllüler su doldururken ne olur ne olmaz diye arkadaşlara gazlı su koymamalarını söyledim,çünkü masalarda gazlı su da vardı.Yarışta sporcular ve gönüllülerde dahil olmak üzere herkes fransızca konusuyordu ve bu beni oldukça zorluyordu.Kimse ingilizce bilmiyordu.Ben ingilizce konusuyordum ve kendilerine onları anlamadığımı dile getiriyordum;fakat arkadaşlar fransızca konuşmaya devam ediyorlardı :- ) 11k checkpoint noktasında 5dk kadar kaldıktan sonra yola koyuldum.400 mt sonra flesklerden su içiyim dedim ki bir tane 500ml lik flesk e gazlı su doldurulmuştu.Çok sinirlendim ve bir daha checkpointlerde konuşmama kararı aldım ve doldurulan suyu test edip öle devam edecektim.Midem zaten ağrıyordu ve susuz kalmamak için gazlı suyuda içmek zorunda kalmıştım.

26k noktasındaki bir değer checkpoint noktasına vardığımda ise gazlı su tükettiğimden oldukca susamıştım.Bu yarışın benim için en büyük golü su oldu açıkcası.Bolca su içtim,flesklere konulan suları test ettim,masada yiyecek çok bir şey bulamadım,kaşar peyniri yiyebildim.Hassas olan midemi daha da bozup bağırsakları harekete geçirmek istemiyordum.En tehlikelisi bu olurdu.

Parkurda bazı noktalarda  teknik iple dağ inişleri vardı.Bu oldukça tehlikeli noktalarda bir kaç yerde organizasyonun acil durumlar için helikopterini gördüm,yarışçıları gözlemliyorlardı.Rotanın büyük kısmı zaten ölüm riski taşıyordu.Bu kadar yüksekten ancak helikopterle hızlı müdahale edilebilirdi.

26k noktasındaki molamdan sonra hemen yola koyuldum.Güneş çok yakıcıydı ve yükseliyorduk.Su kaynağı gördüğüm yerlerde buff ımı çıkartıp tamamiyle ıslatıp  takıyordum.Bu çok iyi geliyordu.Yarış boyunca çok fazla yerde sudan geçiş yaptık.Hepsinde de direkt suya girdim,ayaklarım ıslandıkça ve yükselişlerde yüzüme rüzgar vurdukça çok mutlu hissediyordum.Bildiğin yanıyordum çünkü :- )

 

IMG_3082

img_3112

img_3104img_3086

 

26k daki cp den sonra 38k daki cp ye gelene kadar yine suyumu tüketmiştim.Ama bu sefer dayanılacak gb değildi ve ilk karşıma çıkan yalaktan su doldurdum.Oradaki bir kaç çocuğa bu su içilirmi diye sormustum onlarda  evet demişlerdi.Yine de neye evet dediklerinden çok emin olamadığımdan :- ) arkamdan koşan 2 fransız gence sordum,çatpat ingilizce biliyorlar ve en azından beni anlıyorlardı.Oradan su içmememi tavsiye ettiler.Ve 3 müz birazda muhabbet ederek yol almaya başladık.Bu iyi gelmişti,birileriyle konuşmak ve seni anlamaları.İlerde yine bir su kaynağına rastladık ve oradaki suyun temiz olduğuna karar verip doldurduk.

38k daki cp den sonra 44k ya kadar yine tek başıma yol almıştım.İniş yapıyorduk ve beklediğimden daha hızlı iniyordum,bayağı kişiyi geçmiştim.Tüm yarıştığım uzun mesafe yarışlarında 10k dan sonra çok daha iyi hissedip açılıyordum burada da öyle olmuştu.Artık tam anlamıyla vücudum ve ruhum doğaya uyum sağlamıştı.Bütünleşmiştik ve bu cidden iyi hissettiriyordu.Bu yarışta benden daha hızlı giden sporcuları tavşan yapıyordum ve onları yakalamaya çalışıyordum bu da işin kendimce eğlencesi oluyordu.Bu esnada Rop Kuiper  adında bir Hollandalı arkadaşla koşmaya başladık,benden uzunca bir süre önde gitti sonra kendisini yakaladım biraz sohbet ettik ve bir müddet sonra hızlanıp geçtim onu;fakat sonradan tıkanınca beni yakaladı ve baktım böyle olmayacak beraber hızlarımızı aynı ritme getirerek sohbet ederek 49k cp ye kadar beraber koştuk.Kafamda 49k cp si çok kritik bir noktaydı,çünkü artık yarışın  sonlarına  yaklaşıyorduk ve karanlık geliyordu.

49k cp noktasında suyumu içtim,beslendim.Yanımda kurutulmuş et vardı ve bunu sonlara saklıyordum.Yarışa gelmeden önce midem alışsın diye bir kaç paket bu kurutulmuş etten tüketmiştim.İlk yediğimde tadı çok kötü gelmiş;fakat sonradan çok sevmiştim hatta biraz abartmış bile olabilirim yeme olayını :- ) Hiçbir zaman yarışta daha önce yemediğiniz bir besini tüketmeye kalkmayın derim,bu çok riskli.49k da kurutulmuş etten bir küçük paket tükettim.En fazla bu cp de vakit kaybettim,çünkü karanlığa girecektim ve ilk 6k +1200 yükseklik kazanacaktim ve özellikle karanlıkta bu oldukça zorlu olacaktı.

49k cp noktasında çıkış yapanlar hep birkaç kişi olarak  parkura geçiyorlardı,karanlıkta  birkaç kişi yol almak daha mantıklı oluyordu;çünkü görsellik son buluyordu ve karanlıkla başbaşa kalıyordun.O arada dedim Rob ile gideyim;fakat onu göremedim sanırım lavoboya girmişti.12 dk dır cp de olduğumdan daha fazla vakit kaybetmemek adına  tek başıma karanlık parkura adımımı attım.Türkiye’de de tek başıma yarışlarda karanlıkta parkurda yol almıştım;fakat bu sefer biraz farklıydı.Çok yorgumdum ve yarışın sonuna konulan 6k +1200 yükseklik kazanımı cidden çok sertti.Hem uykum ile mücadele ediyordum hem de bir taraftan flagleri kaçırmamaya çalışıyordum.Karanlıkta rotayı kaybetmek çok riskliydi.

X-Alpine parkurunun son 60k  lık kısmı yarıştığım Traversee parkuruyla birleştiğinden adım başı karanlıkta dinlenen sporculara rastlıyordum.Bir anda karanlıkta ışığı tuttuğunuzda ölü gibi yatan sporculara rastlamak o kadar sorun değildi de arada karşıma çıkan haç işaretleri pek de hoş olmuyordu açıkcası :- ) Karanlıkta bu psikolojik mücadele 4 saat kadar sürdü.Tahminimden daha yavaş ilerliyordum yorgunluk dışında birazda psikolojimi olumsuz yönde tetiklemem beni yavaşlatmıştı.

58k da cp noktasına vardığımda son cp oluyor,finish e ne kadar kaldığını sordum,halen 6k daha yolum olduğunu söylediler.Yani parkur 61k değil,64k idi.Biran çok moralim bozuldu;fakat çok az çıkış olduğunu ve çoğunun iniş olduğunu söylediler.Neyseki biraz moralim düzelmişti.Bir kaç tane muz parçası alıp 58k cp sinden hızlıca ayrıldım.

Ve artık iniyordum,finish ede çok az kalmıştı,cidden çok mutluydum….

Finish e girdiğimde saatimi kontrol ettim The Traversee parkuru 64k,+4100 yükseklik kazanımı ile 16 saat sürmüş ve  son bulmuştu.

IMG_3123

IMG_3122

Verbier’deydim,dağları,patikaları aşıp,soğuk sulardan geçip,karda boardsuz şekilde batonumla kayarak :- ) düşerek yine yeniden kalkarak  finish çizgisine varmıştım.

Organizasyon muhteşemdi koşan tüm arkadaşlara tavsiye edebileceğim güzellikte bir parkur ve organizasyon idi.

Yarışta kullandığım ekipmanlar:

Raidlight Tsirt,Salomon S-lab advanced skin 12 set backpack,Salomon S-lab xt6 sg Trail,2xu running short tight,Salomon Bonatti waterproff jacket,Suunto Ambit3 Peak ,Leki stick

Özel Teşekkür,

Bu yarışa hazırlanmakta büyük desteği için coach um Bahar Saygılı,

Haftasonları benimle antrenman yapan tüm dostlara…

Haydi devamı gelsin di mi :- )

 

 

 

 

 

 

 

 

 

3 Replies to “Trail Verbier-St Bernard_Traversee Yarış Raporu”

  1. Harika bir iş çıkarmışsın Dilek böyle güzel bir organizasyonda yer alıp zorluklarla başa çıkıp finish görmeni tebrik ederim . Ayrıca bu deneyimini bize görsel ve yazı ile müthiş aktarımın için çok teşekkürler yeni maceralarında şimdiden bol şans ve başarılar …

    Beğen

Yorum bırakın